Peri'nin Gerçeği
Lisedeyken birbirlerinden farklı beş
şahane genç kızdı onlar. Harika bir dostlukları vardı. Şimdi ise bambaşka
hayatlar yaşayan, yaşamı farklı
yorumlayan bu yolculukta birbirlerinden
uzaklaşan eski arkadaşlara dönüşmüşlerdi. Süreyya planlamıştı bu pazar sabahı
toplantısını. Beş kişilik masada tek boş sandalye vardı şimdi. Mercan, Zeynep,
Şahika ve Süreyya, sipariş vermek için Peri’yi bekliyorlardı.
“Peri gelmeyecek sanırım sipariş
versek mi artık? Evde beni bekleyen bir çocuğum var biliyorsunuz. Çok geç
kalamam.” Grupta anne olan tek kişi Mercan’dı. Bakın ben anne oldum siz olmadınız,
dercesine seçmişti kelimelerini.
“Hadi siparişleri verelim.” Dedi Süreyya
duymazdan gelerek, gerginlik istemiyordu. Lakin Şahika da bu lafların altında
kalmak istemiyordu.
“Hıh. Senin evde bekleyen bir çocuğun
varsa benim de hafta içine yetiştirmem gereken raporlarım var.” Üstüne basa
basa söylemişti her bir kelimeyi. Ne de olsa iyi bir şirkete üst düzey bir
yöneticiydi, üstelik bu Mercan’ın hayaliydi. Mercan başaramamıştı ama Şahika
başarmıştı. Ne de olsa gücü başarısından geliyordu. Sevgisiz bir kadındı, asıl
gücün sevgiden geldiğini nasıl bilebilirdi ki.
Zeynep her zamanki saflığı ve aç
karnının gurultusuyla girdi söze;
“Onu bunu bırakında sipariş verelim.
Peri de gelirse yer artık.” Dedi Zeynep gelen garsonu işaret ederek.
Süreyya koltukları kabarmış bir ev
sahibi edasıyla sıraladı istekleri.
“Dört demli çay, masayı da günün
ilk ve en önemli öğününe layık bir şekilde donat şekerim.” O ısmarlıyordu.
Masada ki tüm kadınların bir başarısı vardı ona göre onunki de zengin bir koca
bulmaktı. Parayla saadeti bulmuştuda sadakati pek bulamamıştı. Bunu
umursamıyormuş gibi davranıyordu, psikiyatristi ise tam tersini söylüyordu. Aradan
birkaç saat geçmiş muhabbet koyulaşmış sıra kahveye gelmişti ama Peri
gelmemişti, buda sözü ona getirmişti…
“Sosyal medyada takip ediyor musunuz? Gezmediği ülke, katılmadığı organizasyon
kalmadı. Babasında nasıl bir para varsa gez gez bitiremedi. Hele nişanlısı hem
yakışıklı hem zengin. Ağzında altın kaşıkla doğmuş resmen.” Zeynep’in bu
sözlerinin üzerine bir sürede Peri’nin hayatı hakkında ahkam kestikten sonra
öpüşüp ayrıldılar. Oysa Peri’nin hayatı sosyal medyada göründüğü gibi değildi.
Bu son birkaç yılda babasını kaybetmiş şirketi kurtarabilmek için ayalarca
çalışmış bu sırada sağlığından olmuştu. O sabahta uzun süredir birlikte olduğu
nişanlısı tarafından terkedilmişti. Yine de tüm bunları sosyal medyada
göremezdiniz orada insanların sorunlarına yer yoktu. Dolaysıyla Peri’nin gerçeğinin de kimse için
bir önemi yoktu.
Yorumlar